7 Ağustos 2008 Perşembe

Güne nasıl başlarsan öyle devam eder külliyen yalan

Sabah uyanma şeklinizle gününüzün iyi veya kötü geçmesi arasında nasıl bir etkileşim vardır buradan bilim adamlarına duyurulur abicim boş vaktiniz olursa bunu da bir araştırıverin denek olarak kendimi sunuyorum.

Uyanmama bu sabah arkadaşlarımdan herhangi biri veya annem vesile olmadı(ben öyle sanıyordum). Bu görev için iki gıcık kuşun balkonunuza dadanması yetiyor.
Hani bazı doğa düşkünleri der ya 'kuş cıvıltılarıyla uyanmak kadar güzel bir şey yoktur'(o kuşuna göre değişir). Kim demişse bu lafı tersini ispatlamak için balkonuma davet ediyorum bugünkü kuşlar cıvıldamıyordu resmen kavga ediyorlardı ya böyle bir ses olmaz. Önce ya geç kızım şu kuşları koy kafanı yastığın altına yat uyu diyordu içimdeki melek diğeri de kızım bu kuşları çekmek zorunda değilsin çık balkona terliği fırlat uçup gitsinler diyen şeytan. Tam da şeytanla meleğin arasında kalmışken olayın kopma anı ' hadi kalk 'diyen annemin sesiyle son buldu.

Ne gıcık uyanmıştım güne ya böyle giderse işte o zaman işim işti. İçimden umarım enteresan bir gün olur diye geçirdim sanırım sıkı geçirmişim telefonuma mesajın biri düştü. Açtım arkadaşımın biri; müsaitsen buluşalım diyordu.Tamam deyip mekan ve saat yazıp yolladım. Düşünce gücü bu işte 3ytl'lik the secret'a bak işe yaramıştı.

Kahvaltı, geyik, televizyon derken baktım saat bayağı ilerlemiş. Üstümü giyinip çıktım. buluşma mekanımızdı atladım otobüse geçtim en arkaya oturdum. Şu körüklü eski tip otobüslerde adamı en ayar eden dörtlü koltuklar karşınıza mutlaka biri oturur. Ne kadar sağa sola baksanız da mutlaka 45 dakikalık bir yolun 20 dakikasını okuyacak bir kitap veya gazeteniz yoksa karşınızda oturan hatuna veya adama kaçamak bakışlarla geçirebilirsiniz. Güzel veya çirkin olmasına gerek yok biz birbirimize bakmayı seven milletiz tek fark güzelse utanmadan direkt bakıyoruz fena değilse kaçamak bakarız zaman dolsun diye çirkin ise göz kayıyor bir sebebi yok. Hele ki gözünüzde siyah bir gözlük varsa bazı süper beyinliler o gözlüğün arkasında bir çift göz olmadığını sanıyor herhalde ki dalıp gidiyor buna ilerleyen zamanlarda değineceğim.

Kasıntı ama eğlenceli otobüs yolculuğundan sonra Taksime ayak bastım.Leman cafe'ye doğru ilerledim.Sağ olsun sayısal zekası tavan yapmış arkadaşım oturmuş elinde yine bir bilim dergisiyle beni bekliyordu.Acı olan şu ki ben daha karar veremedim beynimin hangi lobu bana hainlik ediyor diye sağ, sol ya da ikisi de çalışmıyor. Şu bir gerçektir ne olursa olsun karşınıza tanıdık tanımadık bir doktor veya bir avukat yani işinizin düşebileceği biri çıkarsa otomatik soruları sıralamaya başlarsınız ya benim şuram ağrıyor veya bizim bir arsa davası vardı gibisinden bir sürü soru dizini oluşur ama acı olanı şu ki pratisyene kalp ağrısından veya bir boşanma avukatına arsa davasından bahsedecek konum adam gülünç duruma düşürür. Sanki bütün doktorlar ve avukatlar her konuda uzmanmış gibi gelir gözümüze.
İşte bende elemanı yakalamışken bir çalışanı olarak yaklaşıyorum her defasında(astronomi bilimleri okuyor)bir sürü soru sıralıyorum. Elimde değil.Sordukça sordum. Eğer karşınızda ki kişinin üslubu ve anlatımı güzelse en sıkıcı konular bile cazip gelebiliyor…

Sabah ki kuşların gıcık seslerinden bahsettim b ir anda(çok dokundu sanırım). Oda tam bilim adamı edasıyla oturttu lafı 'kızım dünyanın sesiyle uyansaydın çok mu iyi olurdu' demesine ayar oldum. Dünyanın sesinden ne olacak duymadığıma göre istediği kadar sesini çıkarsın kesin kuş sesinden güzeldir be dedim. Öyle deyince sen dinle sonra kararını verirsin mayacun dedi. Bir sitenin adını verdi işte en beceremediğim olaylardan biri koca sitenin adını mı aklımda tutacağım imkansız. Hemen not aldım. Bilim adamları dünyanın sesini kayıt etmişler net sesimi bilinmez ama site ilginç geldi bana.
Açıp dinlemek beleş.

Hiç yorum yok: